el koymak

el koyulan eşya

confiscated belongings Noun

elkoyma

seizure Noun, Criminal Law

Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi

Convention on Laundering, Search, Seizure and Confiscation of the Proceeds from Crime Noun, International Law

(mahkeme kararıyla) bir taşıt aracına el koymak

to impound a vehicle Verb

askeri amaçlar için el koymak

to commandeer Verb

bir gemiye el koymak

to bring up a ship Verb

bir kimsenin eşyasına el koymak

to distrain upon sb's belongings Verb

bir kimsenin şahsi eşyalarına el koymak

to seize sb's personal effects Verb

bir mektuba el koymak

to intercept a letter Verb

bir mülke el koymak

to enter a property Verb

bir şeye delil olarak el koymak

to impound something as evidence Verb

bir şeye el koymak

to lay hands on sth Verb

birinin malına mülküne el koymak

to take charge of sb's property Verb

birinin pasaport una el koymak

to deprive someone of his passport Verb

birinin pasaportuna el koymak

to deprive someone of his passport Verb

borcunu ödemesi için birinin mallarına el koymak

to seize sb's goods for payment of debt Verb

elkoymak

extend

emvaline el koymak

to issue an attachment against sb's person and goods Verb

gemiye el koymak

to arrest a ship Verb

gemiye el koymak

to seize a ship Verb

icra vasıtasıyla mallara el koymak

to seize goods under process of (property on) execution Verb

ipotekli mülke el koymak

to foreclose on a mortgage Verb

kamulaştırma amacıyla bir araziye el koymak

to take land by eminent domain Verb

kasaya el koymak

to seize the till Verb

mallara el koymak

to arrest of goods Verb

mallara vb el koymak

to impound Verb

yabancı malına el koymak

to sequester alien property Verb

yedek malzemeye el koymak

to commandeer provisions Verb

zapt etmek, ele geçirmek, yakalamak; el koymak

to seize Verb

el koymak, müsadere etmek

to confiscation Verb

el koymak, müsadere etmek

to seize Verb